Üçüncü Felsefe.
Üçüncü Felsefe.
(Philosophical Dictionary) :
Felsefe biliminin bütün öğretileri iki kampa ayrılabilir: Özdekçi olanlar, ruhçu olanlar... Bu iki ana doğrultunun ortasında kurulmaya çalışılan üçüncü bir doğrultu üçüncü felsefe adıyle anılır ki çeşitli adlar altında belirmesine rağmen ayırıcı niteliği bilinemezcilik'tir (agnostisizm). Bu üçüncü yolu açanların başında İskoçyalı düşünür David Hume'la (1711-1776) Alman düşünürü Immanuel Kant (1724-1804) gelmektedir. Daha sonra Fransız düşünürü Auguste Comte (1798-1857) olguculuğuyle (pozitivizm), Danimarkalı düşünür Soeren Kirkegaard (1813-1855) ve izdeşlerinin varoluşçuluklarıyle (egzistansiyalizm) ve Amerikalı düşünür William James'in (1842-1910) uygulayıcılığıyle (pragmatizm) katıldıkları bu üçüncü felsefeye göre saedcve görünüş bilinebilir, gerçek asla bilinemez. Örneğin Home'a göre dış evrenin varlıı bir görüntüden başka bir şey değildir. James'e göre insanlar bir kitaplıktaki kedilerden farksızdır, görür ve duyarlar ama hiç bir şey anlayamazlar. Kant'a göre sırlarla dolu bir evrende bir düşün düşünü görmekteyiz, gerçekte bildiğimiz hiç bir şey yoktur, bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır, o olaylar ki bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur. Varoluşçu Martin Heidegger'e göre dünya ancak içinde insan var oldukça vardır, içinde insan yoksa dünya da yoktur. Varoluşçu Jaspers'e göre felsefe yapmak ölmesini öğrenmektir... Bütün bu bilinemezci üçüncü felsefe öğretileri "kendilerini taraf3sız ve bilimsel bir kuytuda gizlerler". Özdekçi göründükleri halde katıksız idealisttirler. Çünkü nesnel gerçekliği bilemeyeceğimizi söylemekle bu gerçekliğin ancak bize göre ve bu bakımdan da bilincimizde var olabileceğini söylemek arasında hiç bir fark yoktur. "Bilinemezciyi biraz deşin, altından idealist çıkar". Bundan başka, kendiliğinden şey'i bilemeyceğimizi savunarak ancak bize göre olan şey'i bilebileceğimizi ileri sürmekle tekbenciliğe (solipsizm) varmaktadırlar. Bu öğretilerin hiç biri, ileri sürdükleri savların zorunlu sonucu olan "gerçek ben'im ve benim dışımda hiç bir gerçeklik yoktur" saçmasından kendilerini kurtaramazlar. Hepsinin üstünde de bilinemezci öğretiler bilime karşı güvensizilği doğurmakla insanlığın gelişmesine köstek olmaktadırlar. Nesnel gerçekliğin varlığı tartışılamayacak kadar açıktır, insan ayağı değmemiş bölgelerde yaşayan bir dünya vardır ve "pastanın kanıtı, yenmesidir". Bilinemezci öğretilere utangaç özdekçiler adı verilmiştir. bkz. Olguculuk, Eleştiricilik, bilinemezcilik, Uygulayıcılık, Varoluşçuluk, Ampirio-Kritisizm, Saçma, Uyumsuzluk Felsefesi.